bugün
- özgür özel13
- suriyeliler suriye'ye dönsün19
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi25
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız10
- emar9
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz40
- icardi190525
- bik bik bu sözlüğün divasıdır13
- kruvasan ile kahvaltı yapmak8
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız19
- memesi küçük olmak18
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek16
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi19
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği9
- fake hesabım için nick önerileri9
- iğrenç bir his tarif et38
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- anın görüntüsü14
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması16
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- ben bu davanın savcısıyım8
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- en yaşlı özelliğiniz13
- oksijensizsu14
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması14
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge29
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- tilki ailesi8
- sözlük erkeğinden damat olmaz24
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı20
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
entry'ler (1425)
not:bu bir yardım çığlığı değildir.
bunu ileride bir gün yapacağını bile bile yaşamaya devam etmekten ağırı yoktur sanırım.
küçük olaylar birikmeye başlar yavaş yavaş ve eğer yeteri kadar bağlantı kurabilme yeteneğin varsa bu küçük olayların hayatın ta kendisi olduğunu anlarsın.
işte dostlar büyümek böyle bir şeydir: nasıl ki uzaktan bakınca o yıldızlar arasında yaşadığımız dünya küçük bir nokta kadar anlamsızsa içinde egolarımızın, menfaat ilişkilerimizin, küçük burjuva keyiflerimizin olduğu hayatlarımız da basit bir noktadan ibarettir..büyümek uzaktan bakmaktır ve ne kadar anlamsız olduğunu fark etmektir. bunu fark ettiği halde tiksinmeyenlere gıpta edersin ama artık çok geçtir, yataktan kalkmak gitgide zorlar seni..uzun masalardaki dost sohbetleri, en sevilen tablolar, karşı cins senin mutlu olmak zorunda olduğun için yapılması gereken birer görev haline gelir. mutlu olmak için yapılması gereken ilk iş mutlu gibi davranmaktır derler ama olmaz, ilerlemez..
''ilkokulda bir bahar günü annen işten erken çıkarak seni okuldan normal saatinden önce alır ve beraber kuğulu parkta dondurma almaya giderken aklından geçen tek şey leyla'nın yanlışlıkla elini tutması olur. yatarken bile onu düşünürsün ama 20'li yaşların sonlarında sarhoşluğundan faydalanıp seviştiğiniz hatunla boşalmanın verdiği yorgunlukla düşüp uyumak üzereyken bir anlamı yoktur yaşadığının..oysa leyla'nın elleri ve ardından gülümsemesi..ben veya biz ne olmuştuk böyle...ne zaman tüketmiştik''
sabahları diyorum çok zor oluyor her şeyin muhakkemesini yapmak ama yapmadan da duramıyor insan. bir süre sonra sadece bağlantıları düşünüyorsun uzun uzun hatta kalkma saatini yarım saat erkene alıp kendine zaman ayırıyorsun bunun için..ve gelinen o boktan nokta ''kalkmalısın, giyinmelisin, gülmelisin, işini kaybedersen aç kalırsın, kalkmalısın, düşünerek yapamazsın..ve en son vuruş ''zamanla geçecek''
geçmedi işte bir süre sonra akşam yatarken o sabahları bunu yaşamamak için bir daha hiç uyanmamak istersin..
intihar benim için gece kafamı yastığa koyduğumda istemsizce ettiğim duanın pratiğe geçirilmesidir.
çünkü o acının ve devamında gelen sorgulamaların gerçekliği tüm gün yüzüne gülmek ve işle ilgili espiriler yapmak zorunda kaldığın dangalaklar sürüsünden daha gerçektir.
ama en çok aile üzer hatta tutunacak tek onlardır. kim 20 yıl önce beraber dondurma yemek için işten erken çıktığı yavrusunun yokluğuna dayanabilir ki..bunu onlara yapmaya hakkım var mıydı ?
bu kurulan bağlantılar aileme karşı olan empatimden daha gerçek olduğu zaman
işte o zaman gideceğim...
o zamana kadar bu sabahları yaşamak zorundayım.
bunu ileride bir gün yapacağını bile bile yaşamaya devam etmekten ağırı yoktur sanırım.
küçük olaylar birikmeye başlar yavaş yavaş ve eğer yeteri kadar bağlantı kurabilme yeteneğin varsa bu küçük olayların hayatın ta kendisi olduğunu anlarsın.
işte dostlar büyümek böyle bir şeydir: nasıl ki uzaktan bakınca o yıldızlar arasında yaşadığımız dünya küçük bir nokta kadar anlamsızsa içinde egolarımızın, menfaat ilişkilerimizin, küçük burjuva keyiflerimizin olduğu hayatlarımız da basit bir noktadan ibarettir..büyümek uzaktan bakmaktır ve ne kadar anlamsız olduğunu fark etmektir. bunu fark ettiği halde tiksinmeyenlere gıpta edersin ama artık çok geçtir, yataktan kalkmak gitgide zorlar seni..uzun masalardaki dost sohbetleri, en sevilen tablolar, karşı cins senin mutlu olmak zorunda olduğun için yapılması gereken birer görev haline gelir. mutlu olmak için yapılması gereken ilk iş mutlu gibi davranmaktır derler ama olmaz, ilerlemez..
''ilkokulda bir bahar günü annen işten erken çıkarak seni okuldan normal saatinden önce alır ve beraber kuğulu parkta dondurma almaya giderken aklından geçen tek şey leyla'nın yanlışlıkla elini tutması olur. yatarken bile onu düşünürsün ama 20'li yaşların sonlarında sarhoşluğundan faydalanıp seviştiğiniz hatunla boşalmanın verdiği yorgunlukla düşüp uyumak üzereyken bir anlamı yoktur yaşadığının..oysa leyla'nın elleri ve ardından gülümsemesi..ben veya biz ne olmuştuk böyle...ne zaman tüketmiştik''
sabahları diyorum çok zor oluyor her şeyin muhakkemesini yapmak ama yapmadan da duramıyor insan. bir süre sonra sadece bağlantıları düşünüyorsun uzun uzun hatta kalkma saatini yarım saat erkene alıp kendine zaman ayırıyorsun bunun için..ve gelinen o boktan nokta ''kalkmalısın, giyinmelisin, gülmelisin, işini kaybedersen aç kalırsın, kalkmalısın, düşünerek yapamazsın..ve en son vuruş ''zamanla geçecek''
geçmedi işte bir süre sonra akşam yatarken o sabahları bunu yaşamamak için bir daha hiç uyanmamak istersin..
intihar benim için gece kafamı yastığa koyduğumda istemsizce ettiğim duanın pratiğe geçirilmesidir.
çünkü o acının ve devamında gelen sorgulamaların gerçekliği tüm gün yüzüne gülmek ve işle ilgili espiriler yapmak zorunda kaldığın dangalaklar sürüsünden daha gerçektir.
ama en çok aile üzer hatta tutunacak tek onlardır. kim 20 yıl önce beraber dondurma yemek için işten erken çıktığı yavrusunun yokluğuna dayanabilir ki..bunu onlara yapmaya hakkım var mıydı ?
bu kurulan bağlantılar aileme karşı olan empatimden daha gerçek olduğu zaman
işte o zaman gideceğim...
o zamana kadar bu sabahları yaşamak zorundayım.
gençlerin feyz alabileceği sayılı türk insanlarındandır, gönül adamı altın kadrosudur.
ayarı bozuk bir milletin saat misali bir kere değil 3 kere doğruyu gösterebileceğinin kanıtıdır.
ayarı bozuk bir milletin saat misali bir kere değil 3 kere doğruyu gösterebileceğinin kanıtıdır.
annesi evlenmeden bol bol başka erkeklerle su içen bir yazarın tespitidir.
zenginliğin getirdiği sıkıntıdan elin masum kızlarını doğrayıp kendine avukat olarak geleceğin barolar birliği başkanı'nı tutan emniyet müdürünün bile maktülü suçlayacak açıklamar yaptıracak bir potansiyele sahip annası g.tten sikişmiş.
deve kuşları doğuştan depresiflerdir ve intihara meyillilerdir de.
gel kestane şekeri yiyelim amelie izleyelim.
beatles hayranı müzikten anlayan yazar.
ekşi sözlüğü ilk olarak lisede platonik olduğum kızın ünlü siyasetçi babasını araştırırken keşfetmiştim.
platonik kayınbabamın adı altına yazılan yorumları tek tek okuduktan sonra başlık kısmına dur lan kaliteli blokmuş bu azıcık göz atayım demem ile birlikte sözlük maceram başlamış oldu.
sevdiğim ama açılamadığım kızın babasını internette araştıracak kadar asosyal olan ben benimle aynı hissiyattan çıkmış yazıları görüp''yalnız değilmişim lan'' diyebilmek için günaşırı ekşi den çıkmaz oldum zira kendimi bildim bileli pek fazla ortak özelliğe sahip arkadaşı olmayan, genelde çevresindekilere ayak uydurmaya çalışan yalnız bi tiptim.
ama bütün bunlara rağmen ekşi sözlükte yazar olmayı aklımdan geçirmedim.
çünkü kimi zaman gözlerimin yaşardığı kimi zaman sesli güldüğüm yazarlar gibi yazmak şöyle dursun onlarla aynı sayfaya bile yazabilecek bir cesaret yoktu bende.artık uzman çavuş misali uzman okur olan rütbemi kabullenip aydınlandığım zamanlarda dur lan benim de şöyle fikrim var, bu da tamamen yanlış biliyormuş keşke şöyle yazsa derken buldum kendimi..
ve içimden benim de söyleyeceklerim var diye haykırdım.
haykırmasına haykırdım velakin kendimi hala ekşi sözlüğe layık göremiyordum bunun üzerine ben de muhtelif sözlüklerde yazar olmaya başladım tek tek klon sözlüklerde yazarlık hesabı almaya ve tanımlarımla yardırmaya başladım derken kendimi şuanda baktığınız platformda yazar olarak buldum.
diğer sözlüklerden farklı olarak en uzun yazarlığımı burda gerçekleştirdim, bir sürü arkadaşım olduğu gibi saatlerce siyasi olarak tartıştığım zıt görüşlü panpalarda edindim.
ve en sonunda ekşiye yazar olarak kabul edildiğimi öğrendiğimi öğrenmem ben de buruk bi sevince neden oldu zira yazar olmak için yazdığım entryler vasatında altında saçma sapan tek cümlelerden oluşan mizah ve zekanın etkilerinden yoksun şeylerdi.
sonunda yavaş yavaş sistemi görmemle birlikte iyiden iyiye soğudum ekşiden de.çünkü bütün olayları o gün içerisinde popüler olmuş haber başlıklarının altına yazılan okuyucu yorumları tadındaki ardı ardına yığılan laf kalabalıklarından başka bir şey değildi ve ben yazacak bir şey bulamadım.bunun yanında ekşi sözlüğün içinde sadece bir gorup ukala popüler yazarın sürüklediği konular iki yakın arkadaşın başka kimsenin anlayamayacağı türden muhabbetler ekseninde devam etmekteydi.
ve ben ne zaman tanım yapma ihtiyacı içinde olsam kendimi uludağdan bulmaya başladım.zira burası insanların entel olamya kasmadığı, kendilerini olduğu gibi kabullenmiş orta düzeyli üniversite öğrencilerinden oluşan sokak ağzına yakın diliyle çok da fazla bükülmeden sadete geldikleri platformdu.yani aynen benim gibi.
bu kadar uzun bir yazının altına okumadım yazacağınızı bile bile sizleri çok seviyorum ibneler..
platonik kayınbabamın adı altına yazılan yorumları tek tek okuduktan sonra başlık kısmına dur lan kaliteli blokmuş bu azıcık göz atayım demem ile birlikte sözlük maceram başlamış oldu.
sevdiğim ama açılamadığım kızın babasını internette araştıracak kadar asosyal olan ben benimle aynı hissiyattan çıkmış yazıları görüp''yalnız değilmişim lan'' diyebilmek için günaşırı ekşi den çıkmaz oldum zira kendimi bildim bileli pek fazla ortak özelliğe sahip arkadaşı olmayan, genelde çevresindekilere ayak uydurmaya çalışan yalnız bi tiptim.
ama bütün bunlara rağmen ekşi sözlükte yazar olmayı aklımdan geçirmedim.
çünkü kimi zaman gözlerimin yaşardığı kimi zaman sesli güldüğüm yazarlar gibi yazmak şöyle dursun onlarla aynı sayfaya bile yazabilecek bir cesaret yoktu bende.artık uzman çavuş misali uzman okur olan rütbemi kabullenip aydınlandığım zamanlarda dur lan benim de şöyle fikrim var, bu da tamamen yanlış biliyormuş keşke şöyle yazsa derken buldum kendimi..
ve içimden benim de söyleyeceklerim var diye haykırdım.
haykırmasına haykırdım velakin kendimi hala ekşi sözlüğe layık göremiyordum bunun üzerine ben de muhtelif sözlüklerde yazar olmaya başladım tek tek klon sözlüklerde yazarlık hesabı almaya ve tanımlarımla yardırmaya başladım derken kendimi şuanda baktığınız platformda yazar olarak buldum.
diğer sözlüklerden farklı olarak en uzun yazarlığımı burda gerçekleştirdim, bir sürü arkadaşım olduğu gibi saatlerce siyasi olarak tartıştığım zıt görüşlü panpalarda edindim.
ve en sonunda ekşiye yazar olarak kabul edildiğimi öğrendiğimi öğrenmem ben de buruk bi sevince neden oldu zira yazar olmak için yazdığım entryler vasatında altında saçma sapan tek cümlelerden oluşan mizah ve zekanın etkilerinden yoksun şeylerdi.
sonunda yavaş yavaş sistemi görmemle birlikte iyiden iyiye soğudum ekşiden de.çünkü bütün olayları o gün içerisinde popüler olmuş haber başlıklarının altına yazılan okuyucu yorumları tadındaki ardı ardına yığılan laf kalabalıklarından başka bir şey değildi ve ben yazacak bir şey bulamadım.bunun yanında ekşi sözlüğün içinde sadece bir gorup ukala popüler yazarın sürüklediği konular iki yakın arkadaşın başka kimsenin anlayamayacağı türden muhabbetler ekseninde devam etmekteydi.
ve ben ne zaman tanım yapma ihtiyacı içinde olsam kendimi uludağdan bulmaya başladım.zira burası insanların entel olamya kasmadığı, kendilerini olduğu gibi kabullenmiş orta düzeyli üniversite öğrencilerinden oluşan sokak ağzına yakın diliyle çok da fazla bükülmeden sadete geldikleri platformdu.yani aynen benim gibi.
bu kadar uzun bir yazının altına okumadım yazacağınızı bile bile sizleri çok seviyorum ibneler..
(bkz: superman)
yürütme kısmının tc bakanları tarafından oldukça yanlış anlaşıldığı devletin temel formülü.
aşağı yukarı birgün herkesin 15 dk lığına rezil olabileceği kadar basit anlardır.
(bkz: çekme ananı bacını sikiyim çekme)
(bkz: çekme ananı bacını sikiyim çekme)
(bkz: suç ve suçluyu övme suçu)
(bkz: tck mad 215)
doğruluğu su götürmez önermedir zira rüşvet alan bakanlar devletin ve milletin bekası için ceplerini doldurmuşmlardır.
(bkz: tck mad 215)
doğruluğu su götürmez önermedir zira rüşvet alan bakanlar devletin ve milletin bekası için ceplerini doldurmuşmlardır.
asıl filmden daha heyecanlı ve komik director's cut versiyonudur.
yapımda ve yayında emeği geçen arkadaşlar yer yer güldürüp uzun uzun düşünmenize neden olmaktadır.
(bkz: 17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu)
--spoiler--
yiyin efendiler yiyin, bu han-i istiha sizin,
doyunca, tiksirinca, çatlayincaya kadar yiyin!
bu harmanin gelir sonu, kapistirin giderayak!
yarin bakarsiniz söner bugün çitirdayan ocak!
bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sicak,
atistirin, tikistirin, kapis kapis, çanak çanak...
yiyin efendiler yiyin, bu han-i istiha sizin,
doyunca, tiksirinca, çatlayincaya kadar yiyin!
--spoiler--
yapımda ve yayında emeği geçen arkadaşlar yer yer güldürüp uzun uzun düşünmenize neden olmaktadır.
(bkz: 17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu)
--spoiler--
yiyin efendiler yiyin, bu han-i istiha sizin,
doyunca, tiksirinca, çatlayincaya kadar yiyin!
bu harmanin gelir sonu, kapistirin giderayak!
yarin bakarsiniz söner bugün çitirdayan ocak!
bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sicak,
atistirin, tikistirin, kapis kapis, çanak çanak...
yiyin efendiler yiyin, bu han-i istiha sizin,
doyunca, tiksirinca, çatlayincaya kadar yiyin!
--spoiler--
adam yiyor ama çalışıyor dediğim şemadır.
sağından baksam da solundan baksam da anlamadığım komplike şema.
görsel
(bkz: arkadaşlar gelmeyin tünel bombok bir yere çıktı)
sağından baksam da solundan baksam da anlamadığım komplike şema.
görsel
(bkz: arkadaşlar gelmeyin tünel bombok bir yere çıktı)
verdiği cevap '' kızlı erkekli kalınması konusunda desteğimiz veya kösteğimiz mevcut değildir, isteyen istediği gibi yaşar kişisel hak ve özgürlüklere politikamız doğrultusunda müdahalemiz yoktur'' minvalindedir.
ancak okuduğunu anlamayan politik bilgisi sıfır''bu kadar cahillik ancak okumakla olur'' türdeşindeki insanlarca ayar bozukluğu olarak lense edilmektedir.
ancak okuduğunu anlamayan politik bilgisi sıfır''bu kadar cahillik ancak okumakla olur'' türdeşindeki insanlarca ayar bozukluğu olarak lense edilmektedir.
siyaset yapmakta olan adam.
zamanında nasıl latif şener'in akp nin kapatılma kokusunu almasıyla parti içi muhalefete düşüp sonra da yeni parti kurma girişiminde bulunduysa barınç'ta akp nin kaybetmekte olduğu medya desteğini fırsat bilerek karşı çıkışlarda bulunmaktadır.zira kendisi diğer 2 yoldaşı aksine ne c.başkanılığını kapabilmiş ne de başbakan olabilme ihtimalini görebilmiştir.
her ne yaparsa yapsın ülkenin 3 tane adamın egolarıyla yönetildiği gerçeğini değiştirmiyor maalesef.
yazıklar olsun..
zamanında nasıl latif şener'in akp nin kapatılma kokusunu almasıyla parti içi muhalefete düşüp sonra da yeni parti kurma girişiminde bulunduysa barınç'ta akp nin kaybetmekte olduğu medya desteğini fırsat bilerek karşı çıkışlarda bulunmaktadır.zira kendisi diğer 2 yoldaşı aksine ne c.başkanılığını kapabilmiş ne de başbakan olabilme ihtimalini görebilmiştir.
her ne yaparsa yapsın ülkenin 3 tane adamın egolarıyla yönetildiği gerçeğini değiştirmiyor maalesef.
yazıklar olsun..
ülkesinde en çok izlenen film recep ivedikken
behzat ç. gibi muhalif ve hükümete inceden inceye giydiren yapımları siyasetçiler ve düşük reytingle katlolan yapımlara sahip bi deve nin saçma tespitidir.
behzat ç. gibi muhalif ve hükümete inceden inceye giydiren yapımları siyasetçiler ve düşük reytingle katlolan yapımlara sahip bi deve nin saçma tespitidir.
kadın konuşur
erkek susar
kadın gider
erkek içer.
erkek susar
kadın gider
erkek içer.